
Çatı’da bir delik, 2 çift göz, gizli formül ve mükemmel sound.
A hole in the roof, 2 pairs of eyes, secret formula and perfect sound.
Photographer: Fatih Metin Demirkol
IG: @fatihmetindemirkol

1600’lerin başında Osmanlı hükümdarlığındaki Anadolu’da bir Ermeni Usta mehter takımında kullanılması için zil adını verdiği bir enstrüman icat eder.
Ermeni Usta bu buluşu sayesinde çok önemli bir zat olur. O kadar ki Sultan II. Osman ona bizzat yeni bir isim verir: Avedis Zildjian. Başka bir deyişle Avedis Zilyapanoğlu.
Bir Anadolulu’nun ellerinden doğup, dünyaya yayılan bu icadın formülü babadan oğula/ ustadan çırağa aktarılarak sırrını korur ve bugünün büyük zil ustası Mehmet Tamdeğer’e miras kalır.
In the early 1600’s, an Anatolian Armenian craftsman invents an instrument called cymbal for the janissary band.
The Armenian craftsman becomes famous with his invention. So that Sultan Osman II gives him a new name: Avedis Zildjian (Zildjian meaning “cymbal maker’s son”).
The cymbal, born in the hands of an Anatolian, spreads into the world. The maker’s formula passes from father to son, from master to apprentice and to today’s great cymbal maker Mehmet Tamdeğer.
Yıl 1950. Samatya’daki Zildjian Zil Fabrikası’nda babasını yeni kaybetmiş 10 yaşında bir çocuk çalışmaya başlar: Mehmet. En yakın arkadaşı Agop’la birlikte. Zamanla zil yapımını en ince detaylarına kadar öğrenir iki arkadaş. Çıraklık, kalfalık derken tek eksikleri kalır büyük birer usta olabilmek için: Usta Zildjian’ın çocuklarından bile sakladığı o gizli formül.
It’s 1950. A 10 year old kid who has just lost his father begins to work in Zildjian factory in Samatya: Mehmet. He has his best friend Agop beside him. In time, the tiniest details of cymbal making reveal themselves to the two friends. First apprentices, then foremen; the only thing they need to become great masters is the secret formula that Master Zildjian hides even from his kids.
O akşam Zildjian Usta her zaman yaptığı gibi fabrika çalışanları çıktıktan sonra tüm kapıları kilitler, karanlıklar içerisinde tek başına ertesi gün yapılacak zillerin karışımını hazırlamaya başlar. Fabrikanın çatısındaki küçük delikten onu seyreden gözlerin farkında değildir.
That particular evening, Master Zildjian locks the doors after every worker has left the factory and in the dark, starts preparing the alloy for next day’s cymbals; unaware of the spying eyes on the roof.
Gün gelir Usta Zildjian sırrını kimseyle paylaşma fırsatı bulamadan ölür. Tam da büyük sırrın onunla birlikte yok olduğu sanılırken iki dostun ellerinden bir başka çınlama yayılır dünyaya. Farklı bir isimle ancak aynı ruhla: ‘‘İstanbul’’.
Bir zaman sonra büyük dost Agop da ölür. Hem de formülü çocuklarına iletemeden. Bir Mehmet kalır. Artık ‘‘İstanbul Mehmet’’tir o eşsiz sesin adı.
When Master Zildjian passes, it is thought that the secret formula has disappeared with him. Until another clang, born from the hands of two friends, resonates in the world. Bearing a different name but keeping the same spirit: Istanbul.
After a while, Agop passes too. There is only Mehmet left. From that time on, that unique sound is known as “Istanbul Mehmet”.
